SEDA SAYAN KİMDİR? Ekranların Sultanı Seda Sayan Aslında Kim?
59.3 هزار بار بازدید -
2 سال پیش
-
Aysel Gürsaçer… Yani hepimizin bildiği
Aysel Gürsaçer… Yani hepimizin bildiği adıyla Seda Sayan. O doğduğunda takvimler 30 Aralık 1962’yi gösteriyordu.
Tokat’tan İstanbul’a gelen Ayşe Hanım ile Dursun Bey’in çocuğu olarak İstanbul Eyüp’teki bir gecekonduda dünyaya geldi.
Geçim sıkıntısı çeken bir ailede büyüdü. Babası alkolikti. Çocukken çok dayağını yedi ancak yine de babasına en düşkün olan evlat oydu.
Yaşadığı evde şiddet ve gürültü eksik olmadı. Bazı günler ekmek almaya paraları olmadığı için geceleri yatağa aç bile girdi…
Seda Sayan, o günlerini şöyle anlatıyor;
“Eyüp’te 11 ailenin oturduğu, avlusu, tuvaleti, ortak gecekondulardan birinde doğup büyüdüm ben. İlkokula giderken, önlük ve çanta parasını zor denkleştirmişti babam. Çünkü tembeldi, alkol düşkünüydü. İçer içer olay çıkarır, anneme saldırır, bizi döverdi. Yaşadığımız müthiş bir yoksulluktu. Bazı geceler yiyecek ekmek bulamazdık. Annemin “Bakkala ekmek gelmemiş, uyuyun ekmek gelince ben sizi uyandırırım” diyerek bizi kandırıp aç yatırdığı çok oldu. Ama babamın içki parası her zaman bulunurdu. Öyle kavgacıydı ki, evdekileri dövdüğü yetmediği gibi kirasını ödemediği ev sahipleri para konusunda ısrar edince onları da döverdi.
Hayatta en çok başkalarının aile fotoğraflarına, siyah beyaz resimlerin olduğu albümlerine çok özenirim. İçimde hep uktedir. Çünkü ekmek alacak paramız yokken, fotoğraf çektiremezdik”
Seda Sayan başka bir röportajında da o günleri şu sözlerle özetliyordu;
“Ben çok kabiliyetli bir çocukken çok fakir bir ailenin çocuğuydum. Babam bir türlü hiçbir işte dikiş tutturamamış, her gittiği evden kovulan, kirayı veremediği için sokağa atılan böyle bir ailenin içinde yetişmiş çocuğum…”
Her ne kadar kavganın ve yoksulluğun olduğu bir evde yaşıyor olsa da onun da müziğe olan ilgisi diğer meslektaşları gibi çocuk yaşlarda başladı. Ondaki yeteneği keşfeden kişi ise ilkokul öğretmeni Muazzez Karipçin olmuştu.
Muazzez hoca Küçük Aysel’e her fırsatta şarkılar söyletiyordu. Aysel’in de müziğe olan ilgisini fark eden Muazzez hoca bir gün annesini çağırıp Aysel’in konservatuvara yazılması gerektiğini söyledi.
Ancak ailesinin maddi durumu nedeniyle konservatuvar konusu açılmadan kapanmıştı. Muazzez hoca bir gün Aysel’i alıp TRT İstanbul Radyosu’ndaki Ses Yarışması’na götürdü. Fakat bu yarışmada başarılı olamayan Aysel günlerce ağladı.
Seda Sayan o günleri şöyle anlatıyor;
“İlkokul öğretmenim Muazzez Karipçin’di. İnşallah yaşıyordur, kulakları çınlasın. Bazen ‘Hadi Aysel bir şarkı söyle bakalım’ derdi. Bir gün annemi çağırarak müziğe aşırı ilgim olduğunu söyledi. Konservatuvar konusu o zaman gündeme gelmişti ama nerde! Yiyecek ekmek bulamadığımız gün olurdu. Hiç unutmam öğretmenim de, elimden tutup İstanbul Radyosu’ndaki Ses Yarışması’na götürmüştü beni. Ne yazık ki başarılı olamamıştım. Günlerce ağladım, ağlamaktan gözlerimin aklarına kan oturdu.”
Seda Sayan küçük yaşlardayken yaşadığı talihsiz bir kaza ile neredeyse ölümden döndü. “Koca karı ilaçlarıyla iyileştim” diyen ünlü sanatçı yaşadığı korkunç olayı bir röportajında şöyle anlatıyor;
Tokat’tan İstanbul’a gelen Ayşe Hanım ile Dursun Bey’in çocuğu olarak İstanbul Eyüp’teki bir gecekonduda dünyaya geldi.
Geçim sıkıntısı çeken bir ailede büyüdü. Babası alkolikti. Çocukken çok dayağını yedi ancak yine de babasına en düşkün olan evlat oydu.
Yaşadığı evde şiddet ve gürültü eksik olmadı. Bazı günler ekmek almaya paraları olmadığı için geceleri yatağa aç bile girdi…
Seda Sayan, o günlerini şöyle anlatıyor;
“Eyüp’te 11 ailenin oturduğu, avlusu, tuvaleti, ortak gecekondulardan birinde doğup büyüdüm ben. İlkokula giderken, önlük ve çanta parasını zor denkleştirmişti babam. Çünkü tembeldi, alkol düşkünüydü. İçer içer olay çıkarır, anneme saldırır, bizi döverdi. Yaşadığımız müthiş bir yoksulluktu. Bazı geceler yiyecek ekmek bulamazdık. Annemin “Bakkala ekmek gelmemiş, uyuyun ekmek gelince ben sizi uyandırırım” diyerek bizi kandırıp aç yatırdığı çok oldu. Ama babamın içki parası her zaman bulunurdu. Öyle kavgacıydı ki, evdekileri dövdüğü yetmediği gibi kirasını ödemediği ev sahipleri para konusunda ısrar edince onları da döverdi.
Hayatta en çok başkalarının aile fotoğraflarına, siyah beyaz resimlerin olduğu albümlerine çok özenirim. İçimde hep uktedir. Çünkü ekmek alacak paramız yokken, fotoğraf çektiremezdik”
Seda Sayan başka bir röportajında da o günleri şu sözlerle özetliyordu;
“Ben çok kabiliyetli bir çocukken çok fakir bir ailenin çocuğuydum. Babam bir türlü hiçbir işte dikiş tutturamamış, her gittiği evden kovulan, kirayı veremediği için sokağa atılan böyle bir ailenin içinde yetişmiş çocuğum…”
Her ne kadar kavganın ve yoksulluğun olduğu bir evde yaşıyor olsa da onun da müziğe olan ilgisi diğer meslektaşları gibi çocuk yaşlarda başladı. Ondaki yeteneği keşfeden kişi ise ilkokul öğretmeni Muazzez Karipçin olmuştu.
Muazzez hoca Küçük Aysel’e her fırsatta şarkılar söyletiyordu. Aysel’in de müziğe olan ilgisini fark eden Muazzez hoca bir gün annesini çağırıp Aysel’in konservatuvara yazılması gerektiğini söyledi.
Ancak ailesinin maddi durumu nedeniyle konservatuvar konusu açılmadan kapanmıştı. Muazzez hoca bir gün Aysel’i alıp TRT İstanbul Radyosu’ndaki Ses Yarışması’na götürdü. Fakat bu yarışmada başarılı olamayan Aysel günlerce ağladı.
Seda Sayan o günleri şöyle anlatıyor;
“İlkokul öğretmenim Muazzez Karipçin’di. İnşallah yaşıyordur, kulakları çınlasın. Bazen ‘Hadi Aysel bir şarkı söyle bakalım’ derdi. Bir gün annemi çağırarak müziğe aşırı ilgim olduğunu söyledi. Konservatuvar konusu o zaman gündeme gelmişti ama nerde! Yiyecek ekmek bulamadığımız gün olurdu. Hiç unutmam öğretmenim de, elimden tutup İstanbul Radyosu’ndaki Ses Yarışması’na götürmüştü beni. Ne yazık ki başarılı olamamıştım. Günlerce ağladım, ağlamaktan gözlerimin aklarına kan oturdu.”
Seda Sayan küçük yaşlardayken yaşadığı talihsiz bir kaza ile neredeyse ölümden döndü. “Koca karı ilaçlarıyla iyileştim” diyen ünlü sanatçı yaşadığı korkunç olayı bir röportajında şöyle anlatıyor;
2 سال پیش
در تاریخ 1401/04/22 منتشر شده
است.
59,399
بـار بازدید شده