Ölülere Kur'ân Okumak Caiz Midir? | Halis Bayancuk Hoca

Tevhid Daveti
Tevhid Daveti
26.2 هزار بار بازدید - 4 ماه پیش - Uzun Hali İçin
Uzun Hali İçin
Halis Hoca ile Hasbihâl #8 | Tarikat-...

İslam'da bir şeyin hak olmasının tek bir ölçüsü vardır: El-Hak olan Rabbimizin (cc) Kitap'ına veya O'nun elçisi Muhammed Mustafa'nın (sav) Sünnet'ine uymasıdır. Bu iki asla uygun olan her şey hak, bunlara uymayanlarsa kimden sadır olursa olsun batıldır. Kitap'a ve sünnete uymayan bir ameli işleyenin ünvanı, toplumdaki kabul derecesi ve konumu ne olursa olsun o amel reddedilir. Hiç kimsenin hakkı, El-Hak olan Rabbimizin hakkından, hatırı da Hakk'ın hatırından üstün değildir. Teorik olarak herkesin muvafakat ettiği bu hakikat, pratik söz konusu olunca çiğneniyor maalesef. Salih olduğuna inanılan insanların Kur'ân ve sünnete uymayan söz ve eylemleri, onların hatırını korumak adına meşrulaştırılıyor. Bu da bidatlerin ve dinde yeniliklerin önünü açıyor.

İbrahim'in (as) tevhid daveti nasıl bozuldu? Amr b. Luhay isimli âlim zatın, Mekke'ye put getirmesiyle... İnsanlar, "Bu âlimdir, elbet bir bildiği vardır." dediler. Amr b. Luhay'ı hak ölçüsüne göre değil, hakkın ölçüsünü Amr b. Luhay'a göre belirlediler. Hakkın ölçüsünü kaybedince hakkı da kaybettiler. Nesiller boyu, ebedi ateşe mahkûm bir toplum oldular.

Mekkeli müşriklerin tevhid davetini reddetmelerinin temelinde de aynı saik vardır. Değer verdikleri babalarının yanlış yapmayacağını düşündükleri için tevhid davetini reddetmişlerdir. Babalarını İbrahim'in (as) diniyle değil, İbrahim'in dinini babalarıyla ölçmüşlerdir!

Diyebiliriz ki şirkin ve bidatlerin yayılma sebeplerinden biri de değerli olduğuna inanılan zatların söz ve davranışlarının vahye tabi kılınmadan, hüsnüzanla kabul edilmesidir. Zamanla, inkâr edilmeyen bu söz ve davranışlar dinden addedilip meşrulaştırılmış oluyor. Özellikle bidatlerin iki kısma ayrılıp "Bidat-ı Hasene ve Seyyie" diye isimlendirilmesini bu açıdan ele alabiliriz. Allah Resûlü (sav), "Her yenilik bidat, her bidat sapıklıktır..." demesine rağmen, böyle bir taksimatın kabul edilmesi, hakkın ölçüsünü yitirmekten başka bir şey değildir. Bu ayrımı yapan ilim adamlarının faziletine olan inanç, onların naslara açıkça muhalif bu taksimini "Koca âlim yanlış mı yapar?" mantığıyla kabul ettirmiştir. Oysa kim olursa olsun herkes vahyin ölçüsüne tabidir. Allah Resûlü'nün (sav) dahi Allah'ın emirlerine muhalefet etme hakkı yokken kim nasların dışına çıkabilir?!

Evet, Allah Resûlü (sav) dahi naslara muhalefet hakkına sahip değildir. Buyrun, bir örnek: Allah Resûlü (sav) müşrikleri İslam'a davet ederken onların tekliflerinden bazılarını, onları İslam'a kazandırmak adına düşünmeye başlamıştı. Allah'a muhalefet etmeyip sadece böyle bir düşünceyi aklından geçirmesi onu şu ayetlere muhatap kılmıştı: "Neredeyse sana vahyettiğimizden başkasını, bize karşı uydurasın diye seni fitneye düşüreceklerdi. (İstediklerini verdiğin takdirde) o zaman seni dost edinirlerdi. Şayet (ayağını) sabit kılmasaydık neredeyse onlara az bir şey meyledecektin. O zaman biz sana, hayatın da ölümün de katmerli azabını tattırırdık. Sonra bize karşı kendine bir yardımcı da bulamazdın."

Sözün özü: Allah Resûlü (sav) "Tüm yenilikler bidat, tüm bidatler sapıklıktır..." dedikten sonra "Ama falanca âlim, bidatler ikiye ayrılır, diyor." demek, edepsizliktir. Falanca âlimin hatırını koruyacağım diye Allah Resûlü'nün (sav) hatırını çiğnemektir.

https://www.tevhiddersleri.org/
https://tevhiddergisi.org/
https://tevhidgundemi.com/
https://www.tevhidkitap.net/
📖  https://tevhidmeali.com/

İletişim İçin:
☎️  Wp: +90 0535 766 45 45 ☎️
📩  E-posta: [email protected]  📩  
📍 https://tevhiddersleri.org/iletisim

#tarikat #tasavvuf  #hasbihal  #HalisBayancukHoca #HalisBayancuk #EbuHanzalaHoca #Tevhid #İslam #Din
4 ماه پیش در تاریخ 1403/01/29 منتشر شده است.
26,212 بـار بازدید شده
... بیشتر