MANEVİ HİKAYELER / 49

Birlik Dükkanı
Birlik Dükkanı
864 بار بازدید - 7 ماه پیش - Sen O Musun, Değil Misin?..Hazreti
Sen O Musun, Değil Misin?..

Hazreti Mevlâna’nın bendesi, Mevlevî Dedesi Hasan Çıkar Dede, bir sohbetinde şu hikâyeyi dile getirmiştir.

Bir Rum çocuğu vardı Mevlâna’nın devrinde. Konya halkı onu asmak istedi. Dedesi bir Türk’ü öldürmüş. Çocuğun haberi yok. Halk dava etmiş çocuğu, yakalamışlar. Kısasa kısas çocuğu asacaklar.
Çocuğu çıkartıyorlar dârağacına. Çocuk bağırmaya başlıyor, “Yâ Îsa imdadıma yetiş, yâ Îsa imdadıma yetiş!..”
Cevap yok.
Sonunda ağlayarak diyor, “Kimse bu cihanın Kutbu, gelsin benim yardımıma, benim hiçbir günâhım yok, hiçbir hatam yok..”
Mevlâna da o esnâda semâ ediyor. Çocuğun sesi geliyor kulaklarına. Hemen semâyı durduruyor, alıyor hırkasını çıkıyor.
Tam ipi geçirmişler çocuğun boynuna asacaklar, Mevlâna yetişiyor, “Durun!” diye bağırıyor, sonra dönüyor Konya halkına, “Ey ahali” diyor, “size Moğollar çok büyük zararlar vermek istediler, ben sizin hem malınızı korudum, hem canınızı korudum. Siz bana çok şeyler vaad ettiniz, ben hiçbir şey istemedim. Şimdi sizden bu çocuğu istiyorum. Bağışlayacak mısınız bana?”
Susmuş Konya halkı…
Mevlâna hemen çıkarıyor ipi çocuğun boynundan, “Hadi yürü oğlum” diyor, “git atını al, erzaklarını topla, bin atına git köyüne.”
Çocuk, “Hayır, yâ Mevlâna ben gitmem köyüme.”
“Neden?”
“Ben ölmüştüm, sen beni kurtardın. Şimdi sen benim hem annemsin, hem babamsın, hem Peygamberim, her şeyimsin. Ben senin sayende dirildim. Atımı da erzağımı da göndersinler, gitmem…”
“Peki” diyor Mevlâna, “senin ismin nedir?”
“Siryanus.”
“Güzel, ben şimdi sana bir isim daha vereceğim… Alâeddin Siryanus.”
Sonra yine soruyor Mevlâna, “Sen akşamları yatmadan önce ne dua ederdin?”
“Üç sefer derdim; Muhammed’den büyüktür Îsa, Muhammed’den büyüktür Îsa, Muhammed’den büyüktür Îsa…”
“Heh, şimdi artık diyeceksin ki; Îsa’dan büyüktür Muhammed, Îsa’dan büyüktür Muhammed, Îsa’dan büyüktür Muhammed… başka bir dua yapma.”
Alâeddin Siryanus, Mevlâna’nın evlâdı oluyor, O’nun eğitiminde yetişiyor, hilâfete nâil oluyor.
Bir zaman sonra, çarşıda bir grup halkla sohbet ederken, Alâeddin Siryanus’a soruyorlar, “Sen bu kadar Mevlâna’ya hizmet ediyorsun, Mevlâna sana ne verdi?”
Alâeddin Siryanus da diyor, “Benim babam Mevlâna, bize Tanrı’lık veriyor.”
“Ooo…” diyorlar, “sen Tanrı’lık davasına girmişsin.”
Haydi… tekrar bunu Müftü’ye şikâyet ediyorlar, Müftü de Kadı’ya.
Kadı çağırtıyor Alâeddin Siryanus’u, soruyor, “Bu sözün aslı var mıdır?”
“Var.”
Kadı, “Bak” diyor, “Mevlâna’yı çok severim, onun sayesinde sana dokunmayacağım, yoksa aynı cezayı sana tekrar verecektim. Allah’lık taslama bundan sonra. Hadi git.”
Alâeddin Siryanus çıkıyor Kadı’nın huzûrundan, üzgün üzgün geliyor tekkeye. Oturuyor Mevlâna’nın karşısında.
Mevlâna onu çok seviyor, bırakıyor şimdi dervişlerini, dönüyor Alâeddin Siryanus’a soruyor, “Oğlum hasta mısın sen?”
“Yok baba.”
“Neden bu kadar üzgünsün? Yüzünde hiç tebessüm yok.”
“Size malûm baba.”
“Olsun sen söyle.”
Alâeddin Siryanus anlatıyor Kadı’yla aralarında geçen konuşmayı.
Dinliyor Mevlâna, “Bunun için mi üzgünsün sen?”
“Evet.”
“Hadi kalk şimdi, git Kadı’ya benim selâmımı söyle ve ona, Mevlâna soruyor de, ‘Sen O musun bu vazîfede? Kimin kudretiyle bu vazîfeyi yapıyorsun? Sen misin, yoksa O mudur?’ bu kadar söyle ve çık gel.”
Alâeddin Siryanus kalkıyor gidiyor Kadı’ya, Kadı bunu görünce yine çatıyor kaşlarını, “Yine niye geldin sen?” diye soruyor.
“Kadı Efendi, babam Mevlâna’nın selâmı var, sana soruyor, ‘Sen O musun, yoksa değil misin?’..” ve çıkıyor gidiyor.
Kadı düşünüyor taşınıyor, diyor, “Benim gözlerim O’nun kudretiyle görüyor, kulaklarım O’nun kudretiyle işitiyor, bana ait hiçbir şey yok! O sarmış benim vücûdumu, onun için Mevlâna bana diyor, ‘Sen O musun, yoksa değil misin?’..”
Hemen kalkıyor dergâha geliyor, özür diliyor Mevlâna’dan ve O’na intisâb ediyor.
İşte Mevlâna buyuruyor, “Yâ Kadı Efendi” diyor, “Alâeddin Siryanus sana rehber oldu, sen kimliğine ulaştın.”
Her zaman derin düşünmek lâzım, derin düşündük mü mesele kalmaz.

Kâinatın nûru Hazreti Muhammed Efendimizin, Ehlibeyt Efendilerimizin, yüce Pîrimiz Hüdâvendigâr Mevlâna’mızın, Pîrân Efendilerimizin selâmları, feyizleri ve güzel keremleri, bizleri sevenlerin ve bizleri izleyenlerin üzerine olsun. Allah, sizleri hep güzel günlerde yaşatsın. Sevgiler, Allah'a emânet olun. Huu…

HASAN ÇIKAR DEDE


Derleyen ve Seslendiren: Sibel Safiye Avcı

Bûselik Ney Taksimi: Emre Işık


www.hasancikardede.com

www.mesnevideyolculuk.com

@birlikdukkani


#mesnevi #kuranikerim #mevlana #hzmevlana #hazretimevlana #mevlanarumi #rumi #mevlanacelaleddinrumi #hzsems #semsitebrizi #hazretisems #hzmuhammed #hazretimuhammed #hzali #hazretiali #hasancikardede #ehlibeyt #piran #evliyaullah #mesnevideyolculuk #birlikdükkanı #tasavvuf #sevgi #tevazu #ahlak #mevlevi #mevlevilik #insan #iman #aşk
7 ماه پیش در تاریخ 1402/11/01 منتشر شده است.
864 بـار بازدید شده
... بیشتر